OSMAN HAMDİ BEY’İN HAYATI VE 10 ESERİ

 OSMAN HAMDİ BEY’İN HAYATI VE 10 ESERİ
Okunuyor OSMAN HAMDİ BEY’İN HAYATI VE 10 ESERİ

Osman Hamdi Bey 30 Aralık 1842 yılında İstanbul’da doğmuştur. Ressam, ilk Türk arkeolog ve küratör olarak bilinmektedir. Türkiye’nin ilk maden mühendisi olan ve aynı zamanda sadrazamlık da yapmış olan İbrahim Ethem Paşa’nın çocuklarından en büyüğüdür.

Osman Hamdi Bey’in babası İbrahim Ethem Paşa

İçindekiler

Osman Hamdi Bey’in Eğitim Hayatı

Osman Hamdi Bey ilköğreniminden sonra 1856’da Maarif-i Umumiye’ye (Hukuk Fakültesi) gitmiştir. Babasının isteği üzerine yine hukuk eğitimi için Paris’e gitmiştir. Paris’te 12 yıl boyunca ünlü Fransız ressamlar Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den eğitim almıştır. Osman Hamdi Bey Paris’teyken Osmanlı Devleti, Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid’i resim dersleri için Paris’e göndermiştir ve böylece bu üç adam Türk resminin ilk kuşağını oluşturmuşlardır.

Osman Hamdi Bey’in, 1867 Paris Dünya Sergisi’nde sergilediği “Çingenelerin Molası”, “Pusuda Zeybek” ve “Zeybeğin Ölümü” isimli tabloların şu anda nerede oldukları bilinmiyor.

Osman Hamdi Bey’in Yaptığı İşler

Türkiye’ye döndüğünde, hükümet tarafından Bağdat’ta Dışişleri Müdürlüğü’ne atanmıştır. Burada Bağdat’ın çeşitli resimlerini yapmış ve Bağdat’ın tarihi ve arkeolojisi ile ilgilenmiştir. Osman Hamdi Bey, İstanbul’a döndüğünde Saray Protokol Ofisi müdür yardımcısı olmuştur ve Viyana’daki Evrensel Sergi’ye komiser olarak katılmıştır.

1875 yılında Kadıköy’ün ilk belediye başkanı olarak atanmıştır ve burada bir yıl görev yaparak Osmanlı-Rus savaşı (1877-78) sırasında memuriyetten istifa etmiştir. 1881’de Anton Deither’in (eski müdür) ölümünden sonra Müze-i Hümayun’a (İmparatorluk Müzesi) müze müdürü olarak atanmıştır. 1 Ocak 1882’de II. Abülhamit tarafından Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) kuruculuğuna atanmıştır. Okulu mimar Vallaury ile birlikte tasarlamıştır.

Müze-i Hümayun’un müdürü olarak ilk işi, tarihi eserlerin ihraç edilmesini yasaklayan bir yasa hazırlamak olmuştur. 1883’te, 1874 tarihli “Asar-ı Atika Nizamnamesi” ni yeniden düzenlemiştir ve böylece tarihi eserlerin Osmanlı topraklarından Avrupa’ya kaçakçılığını durdurmuştur. Müze müdürüyken ayrıca ilk Türk bilimsel arkeolojik araştırmaları yapmıştır. Nemrut Dağı, Lagina (Muğla, Yatağan) ve Sidon’da (Lübnan, 1887-88) arkeolojik kazılar yapmıştır. Sidon’da bulduğu eserlerden biri, arkeolojik dünyanın başyapıtı olan İskender Lahdi’dir. Söz konusu eserler halen İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır.

Organize ettiği arkeolojik kazı çalışmalarından çıkan eserleri sergilemek üzere İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin inşa edilmesini istemiştir. Müze üç grup halinde inşa edilmiştir. Birinci bölüm 1899’da, ikincisi 1903’te ve üçüncüsü 1907’de ziyarete açılmıştır. Müzede fotoğraf bölümü, kütüphane ve desen dükkanı bulunmaktadır.

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Osman Hamdi Bey’in İstanbul dışındaki diğer şehirlerde açtığı depolar, o şehirlerdeki geleceğin müzelerinin temelini oluşturmuştur. Okulun büyük salonunda Sanayi-i Nefise Mektebi öğrencilerinin eserlerini toplayarak Güzel Sanatlar Müzesi’nin temellerini atmıştır. Tüm bu çabalar onu Türk modern müze küratörlüğünün kurucusu yapmıştır.

Osman Hamdi Bey, tüm bu çalışmaları arasında resim yapmayı hiç bırakmamıştır. Eskihisar’daki evinde ve yazın Gebze’de resimlerini çizmiştir. Türk resminde figür kompozisyonunu ilk kullanan kişidir. Resimlerinde okuyan, tartışan ve modern kadın figürlerini konu olarak işlemiştir. Eserlerinde dekorasyon olarak tarihi yerleri, aksesuar olarak tarihi ögeleri kullanmıştır. Resimlerinin çoğu İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde ve Londra, Liverpool ve Boston’daki müzelerde sergilenmektedir.

24 Şubat 1910’da İstanbul Kuruçeşme’de hayata veda etmiştir.

Osman Hamdi Bey’in Eserleri

1. Kur’an Okuyan Kız (1880)

2019 yılında Londra’da  Bonhams Müzayede Evi’nde satışa çıkarılmış ve rekor kırarak 6.3 milyon sterline satılmıştır. Türkiye’nin en pahalı tablosu olarak anılmaktadır.

2. Mihrap (1901)

Osman Hamdi’nin en çok eleştiri alan tablolarından biridir. Tablodaki kadının başının ve göğüs dekoltesinin açık oluşu, Kur’an sayfalarının ayaklarının altında olması ve sırtının Kabe’ye dönük durması sebebiyle toplumsal ahlak ve din açısından hassas olan noktalara temas ettiği düşünülmüştür.

3. Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

Ressamın en ünlü ve en çok konuşulan tablosudur. Osman Hamdi Bey bu tablonun 1906 ve 1907 tarihlerinde iki farklı versiyonunu çizmiştir. Resimde görünen mekan Bursa’daki Yeşil Cami’nin üst katındaki odadır. Tablo bir kesim tarafından “geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hali” olarak yorumlanmıştır.

4. Silah Taciri (1908)

Osman Hamdi Bey’in kedisini ve oğlunu resmettiği tablodur. Ayrıca arka planda iki kişi daha bulunmaktadır. Yaşam, ölüm ve gençlik gibi kavramların ele alındığı tabloyla ilgili daha detaylı bilgilere ulaşmak için bu linke tıklayabilirsiniz.

5. Kahve Ocağı (1879)

6. Haremde (1880)

7. İki Müzisyen Kız (1880)

8. Vazo Yerleştiren Kız (1881)

9. Gebze’den Manzara (1881)

10. Şehzade Türbesinde Derviş (1908)

Osman Hamdi Bey’in hayatı, eserleri ve başarıları burada anlatılanlarla sınırlı değil elbette. Biz burada sadece ülkemiz adına yaptığı yenilikleri, sanat adına yaptığı önemli çalışmaları ve çokça konuşulan eserlerini anlattık. Bazı eserleri hakkında çok fazla bilgiye ulaşamadık. Eğer siz bu eserler hakkında farklı bilgilere sahipseniz yorumlar kısmında bizimle ve diğer okuyucularla paylaşabilirsiniz 😊

Yorum Yap